Marshall, taşınabilir ses sistemleri kategorisinde kendine has çizgisiyle öne çıkan markalardan biri. Şirketin yeni ürünü Kilburn III, hem tasarımı hem de teknik özellikleriyle dikkat çekiyor. Bu modelin en çarpıcı yanı ise 50 saate kadar ulaşan çalma süresi. Kilburn III, batarya ömrüyle yalnızca selefini değil, piyasadaki birçok rakibini de geride bırakıyor.
Hoparlörün bu denli uzun süre çalabilmesi, özellikle dış mekân kullanımını hedefleyen kullanıcılar için büyük avantaj. Parkta geçirilen uzun günlerde, plaj keyfinde ya da kampta müzik ihtiyacını kesintisiz karşılayabiliyor. Beats Pill veya Bang & Olufsen A1 gibi cihazlar 24 saate kadar dayanabilirken, Kilburn III bu sürenin iki katını vadediyor. Bu yönüyle benzer ürünler arasında farklı bir yere konumlanıyor.
Marshall klasik tasarımı korurken, dayanıklılığı artırıyor
Marshall, üçüncü nesil Kilburn modelinde estetik çizgilerini korumayı tercih etmiş. Gitar amfilerini andıran retro tasarım, cihazın nostaljik ruhunu modern bir şekilde yaşatıyor. Üzerindeki fiziksel kontrol düğmeleri, ses ayarlarını anında ve kolayca yapmaya olanak tanıyor. Bu da kullanıcıya dokunsal bir etkileşim deneyimi sunuyor.

Kilburn III sadece tasarımıyla değil, dayanıklılığıyla da öne çıkıyor. IP54 sertifikasına sahip cihaz, su sıçramalarına ve toza karşı koruma sağlıyor. Bu da onu plaj, orman yürüyüşü ya da kamp gibi daha zorlu ortamlarda kullanılabilir hâle getiriyor. Her ne kadar tamamen su geçirmez olmasa da, günlük kullanımda yeterli korumayı sağladığı söylenebilir.
Marshall’ın sunduğu “True Stereophonic” ses teknolojisi, müziğin her yönden eşit tonda duyulmasını sağlıyor. Kullanıcı hoparlörün hemen yanında ya da birkaç metre uzağında dursa bile ses dengesi korunuyor. Bas, orta ve tiz frekanslar belirli bir seviyeye kadar artırıldığında bile bozulmuyor. Böylece yüksek ses seviyelerinde dahi müzik deneyimi kaliteli kalıyor.
Cihazın 6.7 libre yani yaklaşık 3 kilogramlık ağırlığı, taşınabilirlik açısından ortalama bir değerde kalıyor. Omuz askısıyla taşınabilen hoparlör, piknikler veya sokak performansları gibi mobil kullanımlar için yeterince uygun. Bununla birlikte, cihazın USB çıkışı telefonları şarj etmeye de imkân veriyor. Bu özellik, dış mekânda uzun süre kalmayı planlayanlar için ciddi bir artı sağlıyor.
Renk seçeneklerinde klasik çizgi korunmuş ve siyah-pirinç renk kombinasyonu yine mevcut. Buna ek olarak, krem renkli alternatif bir versiyon da sunulmuş. Renk tercihi konusunda kullanıcılara farklı seçenekler sunulması olumlu bir detay. Tasarıma gösterilen bu özen, ürünün estetik değerini artırıyor.
Marshall Kilburn III’ün fiyat etiketi ise 379.99 dolar olarak belirlenmiş. Bu rakam, taşınabilir hoparlör segmentinde üst sınıf bir pozisyona işaret ediyor. Fakat sunduğu özellikler dikkate alındığında, bu fiyatın karşılığını verdiği söylenebilir. Her şeye rağmen bu fiyat, bütçesini düşünen kullanıcılar için caydırıcı olabilir.
Ürün şu anda Marshall’ın kendi web sitesi üzerinden sipariş edilebiliyor. Fiziksel mağazalardaki raflarda ise 10 Haziran itibarıyla yerini alacak. Türkiye’de resmi satıcılar aracılığıyla ne zaman satışa sunulacağı henüz netlik kazanmış değil. Ancak küresel erişime açılmış olması, yerel pazara girişin de yakın olduğunu gösteriyor.
Kilburn III, özellikle açık havada uzun süreli müzik deneyimi isteyen kullanıcılar için uygun bir seçenek sunuyor. Dayanıklılığı, uzun pil ömrü ve dengeli ses performansıyla sınıfında öne çıkan modeller arasında yerini alıyor. Retro tasarımı sevenler ve pratik kullanım arayanlar için değerlendirilmesi gereken bir ürün. Taşınabilir hoparlör tercihinde performans kadar estetiğe önem verenler için de iyi bir alternatif oluşturuyor.