Netflix’in her yıl düzenlediği Tudum etkinliği, bu yıl da beklenenden fazlasını sundu. Platformun farklı türlerdeki projelerine dair kısa tanıtım videoları, yayın tarihleri ve oyuncu kadroları izleyiciyle paylaşıldı. Tanıtılan yapımlar arasında hem ilk kez görülenler vardı hem de daha önce duyurulmuş projelerin yeni detayları ortaya çıktı. Etkinlik, platformun 2025 sonuna kadar planladığı yayınları hakkında fikir verdi.
İlk kez izleyici karşısına çıkan yapımlardan biri Guillermo del Toro’nun Netflix için hazırladığı Frankenstein uyarlaması oldu. Yapımın kısa ama etkileyici teaser videosu gösterildi. Del Toro’nun daha önce platforma kazandırdığı Pinocchio ve Cabinet of Curiosities projelerinden sonra bu yapım, Netflix’teki üçüncü işbirliği olarak dikkat çekti. Kadroda ise Oscar Isaac, Jacob Elordi, Mia Goth ve Christoph Waltz gibi isimler yer alıyor.
Frankenstein, Kasım ayında Netflix’te yayınlanacak. Klasik esere dayanan hikâyenin nasıl uyarlandığı ve karakterlerin nasıl yorumlandığı henüz tam olarak bilinmiyor. Ne var ki gösterilen ilk görüntüler, gotik atmosferin korunmaya çalışıldığını düşündürüyor. Oyuncu seçimleri ve del Toro’nun daha önceki işlerinden yola çıkarak, karanlık bir görsel dünya beklentisi oluşmuş durumda.
Rian Johnson’ın yönettiği Wake Up Dead Man 12 Aralık’ta yayınlanacak
Bu yapımın ardından, Rian Johnson’ın Knives Out serisine yeni bir halka ekleyen Wake Up Dead Man filmi tanıtıldı. Serinin üçüncü filmi olan yapımda, yine dedektif Benoit Blanc karakteriyle Daniel Craig başrolde yer alıyor. Oyuncu kadrosu ise önceki filmlerde olduğu gibi oldukça geniş ve farklı isimlerden oluşuyor. Josh O’Connor, Glenn Close, Jeremy Renner ve Kerry Washington bu yapımda öne çıkan isimlerden bazıları.
Filmin kısa tanıtım videosu, klasik dedektif hikâyelerinden izler taşıyor. Her karakterin sırlar barındırdığı bir anlatım tercih edilmiş gibi görünüyor. Buna ek olarak, görsel açıdan daha sade ve zamansız bir atmosfer hedeflendiği anlaşılıyor. 12 Aralık’ta yayınlanacak film, serinin önceki halkası olan Glass Onionun bıraktığı yerden farklı bir tonla devam ediyor.
Etkinlikte sadece filmler değil, diziler de yer buldu. Squid Game dizisinin üçüncü ve final sezonuna dair son fragman gösterildi. 27 Haziran’da yayınlanacak bu sezonla birlikte, dizinin hikâyesi sona erecek. Gösterilen görüntüler, ilk sezonun temasına dönüş sinyalleri veriyor. Her şeye rağmen yapımcılar bu sezonun daha bireysel ve çatışmalı bir anlatı olacağını ima ediyor.
Bununla birlikte, Wednesday dizisinin ikinci sezonundan da bir ön izleme sunuldu. Altı dakikalık bu kesit, sezonun ilk bölümünden alındı. Yayın tarihi 6 Ağustos olarak açıklandı. Dizi, ilk sezonun bıraktığı olayların ardından karakterlerin yeni ilişkilerini ve gelişimlerini konu alacak gibi görünüyor.
Tüm bunların yanında bir başka tanıtım da Happy Gilmore 2 için yapıldı. Adam Sandler’ın başrolde yer aldığı bu devam filmi, 1996 yapımı ilk filmin ardından uzun bir zaman sonra geliyor. Komedi türündeki film, 25 Temmuz’da platforma eklenecek. İlk filme aşina olan izleyiciler için nostaljik bir deneyim sunması bekleniyor.
Etkinlikte gösterilen tüm bu tanıtımlar, platformun farklı türlerde üretim yapma çabasının sürdüğünü gösterdi. Bazı yapımlar yeni isimleri tanıtırken, bazıları da önceki sezonlardan tanınan karakterleri geri getiriyor. Özellikle Frankenstein ve Wake Up Dead Man gibi projeler, hem oyuncu kadrosu hem de anlatım biçimi açısından merak uyandırdı.
Netflix’in bu içerikleri duyurduğu zamanlama da dikkat çekici. Yaz aylarında başlayacak olan yapımların ardından, sonbahar ve kış aylarına yayılan yayın takvimiyle yıl boyunca içerik akışı sağlanıyor. Bu yöntem, platformun farklı dönemlerde izleyici ilgisini canlı tutmak istediğini düşündürüyor. Her yapım, kendi izleyici kitlesine hitap edecek biçimde planlanmış gibi görünüyor.
Tudum etkinliği bu yıl da yalnızca yeni projeleri göstermekle kalmadı. Aynı zamanda platformun içerik üretme yaklaşımının ne yöne evrildiğine dair ipuçları sundu. Kimi yapımlar geçmişten esinlenerek ilerliyor, kimileri ise farklı anlatım biçimlerini denemeye çalışıyor. İzleyiciye düşense, bu çeşitlilik içinden kendi ilgisini çekenleri seçmek oluyor.
