Türkiye; küresel iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışı ve beraberinde kuraklıktan en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Öyle ki; yaşanan iklim krizi Türkiye’deki bölgeler arası sıcaklık farklarını keskinleştirirken, bu durum her alanda büyük kayıplara neden oluyor. 2000 yılında Türkiye’de sulanabilir arazilerin yüzde 70’i etkin şekilde kullanılırken, bu oran 2023’te yüzde 58’e geriledi. Buğday verimi ise İç Anadolu’da son 10 yılda yüzde 23 azaldı. Zeytin ve üzüm gibi iklim hassasiyeti yüksek ürünlerde ise rekolte düşüşü yüzde 30’a ulaşmış durumda. Türkiye’nin kişi başı yıllık su potansiyeli de 25 yıllık süreçte oldukça azaldı. 2000 yılında kişi başına bin 650 metreküp seviyesinde olan kişi başı su potansiyeli, 2024 itibarıyla bin 200 metreküp civarına indi. Konya Ovası’nda ise son 20 yılda yeraltı su seviyelerinde 25 metreye düşüş kaydedildi.

KORKUTAN SICAKLIK ARTIŞI
Yaşanan büyük iklim krizinden en çok etkilenen bölgelerin başında gelen Akdeniz‘de ise iklim şartlarının tamamen değiştiği ortaya çıktı. Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nden Doç. Dr. Doğukan Doğu Yavaşlı ve Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ecmel Erlat’ın son bilimsel çalışmasına göre Akdeniz Bölgesi’ndeki ortalama ısınma oranı, dünya ortalamasından yüzde 25 daha yüksek seyrederken, yaz sıcaklıklarındaki artış oranı ise küresel ortalamanın yüzde 40 üzerine çıktı.
TARIMDA KAYIP 7.2 MİLYAR DOLAR
Akdeniz Bölgesi’nin “karasal” bir iklime sürüklendiğine dikkat çeken iki bilim insanı, Aydın, Muğla, Denizli, Manisa ve Uşak gibi illerde sıcaklık farklarının arttığını, buna karşılık Tokat, Çorum ve Karabük gibi bazı kuzeydoğu illerinde ise tersine, ılımanlaşma eğilimi gözlendiğini söylediler. Prof. Dr. Ecmel Erlat, Batı Anadolu ve Güney Ege’de özellikle yaz mevsiminde şiddetli sıcak dalgaları gözlemlendiğine değinirken, “Marmara ve İç Anadolu’nun batısı: Gece-gündüz sıcaklık farkı artıyor, bu da tarım ve insan sağlığı üzerinde stres yaratıyor. 2023’te aşırı sıcaklar ve kuraklık nedeniyle ülke genelindeki tarım sektöründe üretim kaybı yaklaşık 7,2 milyar dolar olurken; aynı yıl, orman yangınları ve su krizi nedeniyle turizm gelirlerinde yüzde 9’luk bir düşüş yaşandı” dedi.

GIDA GÜVENLİĞİ RİSKİ
Doç. Dr. Doğukan Doğu Yavaşlı ise “Karasallaşmanın” etkisiyle Akdeniz kuşağında yeni bir iklimsel kategorisi oluştuğunu, bölgede “Tropikal yazlar” yaşandığının altını çizerken,
“Yani, sıcaklıkların 40 dereceyi aştığı, gece sıcaklıklarının bile 30 derecenin altına düşmediği dönemler artık istisna değil, norm haline geldi. İklim değişikliği artık yalnızca çevre meselesi değil; aynı zamanda ekonomi, gıda güvenliği ve halk sağlığı sorunu” bilgisini verdi.
BATI NİL VİRÜSÜ’NDEKİ ARTIŞ
Karasallaşma etksinin, Akdeniz Bölgesindeki etkilerini de yorumlayan Doç. Dr. Yavaşlı, şunları söyledi: “Toprağın nemini kaybetmesine, yüzeyin sertleşmesine ve verimin dramatik biçimde düşmesine neden oluyor. Ayrıca ülkedeki hidroelektrik santrallerin üretimi ortalama yüzde 25 oranında düştü. Türkiye’de ısıya bağlı ölümler önceki yıllara göre yüzde 14 artmış durumda. En çok etkilenenler ise 65 yaş üstü bireyler ve kronik hastalar. Artan sıcaklık ve nem kombinasyonu nedeniyle başta Batı Nil virüsü olmak üzere sivrisinek kaynaklı hastalıkları da tetikliyor.”
Kaynak: Web Özel